23.9.14

Kitap Yorumu: Yedi Gün Yedi Gece || Evangeline Collins


Bazı fedakârlıklar, diğerlerinden daha zordur. Babasının ölümünden sonra yokluk içinde kalan Rose Marlowe'un ödemesi gereken borçları ve destek olması gereken kendinden küçük bir erkek kardeşi vardır. Fakat aynı zamanda eşsiz de bir güzelliğe sahiptir, bol miktarda paha biçilebilecek bir güzellik... 

Artık Rose her ay kendi ülkesinden Londra'da gözden düşmüş bir geneleve giderek orada bir hafta geçirmektedir ve orada çok rağbet gören bir ganimete dönüşmüştür. Zevk sanatında zarif ve başarılı olan Rose, gecelerini sosyete beyefendilerinin fantezilerini yerine getirerek geçirirken, kendi kalbinde gömülü olan arzuları reddetmektedir. 

Derken bir gece, zengin bir tüccar beyefendi kapısından içeri girer. Yakışıklı, nazik ve merhametli bu adamın yalnız olan ruhu kadınınkiyle eşleşmektedir. James Archer, kadının normal müşterilerine benzememektedir. Evli olması bir yana müşteriye âşık olmak olanaksızdır. Fakat Rose kendine hakim olamaz. James'in kollarında bir gece, yediye dönüşür ve yedi gece de sonsuz birliktelik şansına göz kırpar… 


Evli, mutsuz bir adam...
Kardeşi için kendi hayatından vazgeçen umutsuz bir kadın...
Yaralı iki kalp...
İkisinin de aşamayacağı engeller, yapmaları gereken fedakârlıklar… 
Ama bir şekilde sevgiyi birbirlerinin kollarında bulan bir çift...
Hayat onlar için farklı kapılar açıyor...

Kitap uzun zamandır kitaplığımdaydı. Okumak için kitaplığı kurcalarken kucağıma düştü ve ‘Melis, merak ettiğin bir kitap, hadi oku’ dedim. Böylece başlamış oldum ve kendimi kitapta kaybettim. Evet, öyle ahım şahım bir kitap değil belki ama konusu, karakterlerin gerçekçi oluşu, hayatın zorluklarının farkında olmaları, en önemlisi yazarın kurguyu oluştururken kullandığı duygular kuvvetli. 

Yedi Gün Yedi Gece, iki umutsuz karakterin buluştuğu bir kitap. James, çok zengin biri ve babasının zoru ile ünvanlı bir adamın kızı ile zorla evlendiriliyor. Ama James yine de umutlu. Belki diyor, Amelia ile anlaşabiliriz. Belki evliliğimiz yürüyebilir. Aşk olmasa da birbirimize saygılı davranabiliriz. Belki çocuklarımız olur… Ama bu belki’ler tabii ki sadece James’in düşünceleri. Amelia o kadar sinir bozucu bir karakter ki James’e inanın çok acıyorsunuz. Adam o kadar iyi ve şefkatli ki. Karısının sevgililerine ses bile çıkarmıyor. Belki böyle mutlu olur, diye düşünüyor. Madem benimle mutlu değil, beni istemiyor o zaman istediği ile birlikte olsun, mutlu olsun. 

James ne kadar iyi yürekli ise Amelia o kadar kötü. Adamımıza davranışları hep bel altı. Ama James bunu sineye çekiyor. Çünkü kız kardeşi sezona hazırlanacak ve Amelia’nın sosyete çevresine ihtiyacı var. O yüzden kendini işine veriyor. Evinden ne kadar uzak olursa o kadar rahat. Ve bir gün artık yeter deyip kendini Curzon Caddesinde Madam Rubicon’un genelevinde buluyor. Oraya giderken bile aslında içinde hep bir çatışma halinde. Ne kadar mutsuz bir evliliği olsa da üç yıldır karısını hiçbir şekilde aldatmamış. Ve bunu yapacak olması onun düşüncelerine ters. Ama tabii ki sonunda kendini Rose ile karşı karşıya buluyor. Rose, onun karanlık hayatına ışık, mutsuzluğuna umut oluyor. 

Rose’un ise babasının ölümünden sonra hayatı bir daha eskisi gibi olmuyor. Kumar borçları yüzünden her şeylerini kaybediyorlar ve düşünmesi gereken bir erkek kardeşi vardır. Hayat ona da öyle bir vuruyor ki kendini Curzon Caddesindeki genelevde buluyor. Madam Rubicon’un en iyi para kazandıran fahişesidir. Vücudunu satarak kardeşini büyütmüştür. 


James’i ilk gördüğü an ona vurulmuştur Rose. Ama yaşadıklarından ders aldığından kalbini bu işten uzak tutmaya çalışır. James’in de diğer erkeklerden bir farkı olmadığını düşünür. Ama yanılır. James onun tanıdığı, bildiği hiçbir erkeğe benzemiyordur. Rose’a karşı hep saygılı, onun düşüncelerine önem veriyordur. En önemlisi onun izni olmadan herhangi bir şey yapmıyor. Ayh yerim ya. Gecenin bir körü öyle garip hislerle okudum ki kitabı inanın dokunsanız ağlayacaktım. İki yaralı kalp yaşama tutunuyor yeniden. Hayatın, aşkın, güvenin ne demek olduğunu bir daha öğreniyorlar. 

Kitabı okurken hep ‘bunlar nasıl birlikte olacaklar?’ diye düşünmekten kendimi alamadım. Çevirisi de iyi olduğundan akıp gidiyor kitap. Bir bakıyorsunuz sona gelmişsiniz. Geç okudum ama sonunda okuduğum için seviniyorum :)



“Seçimlerimiz hayatımızı şekillendirir ama bizi şekillendiremez.”



Melis A.

Orijinal Adı: Seven Nights to Forever
Yazarı: Evangeline Collins
Yayınevi: Olimpos Yayınları



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder