1.6.14

Kitap Yorumu: Christmas Eve at Friday Harbor, Rainshadow Road, Dream Lake || Lisa Kleypas ( Friday Harbor #1,2,3)


Geçenlerde Ankara’ya sevgili Kitap Esintisi'ni ziyarete gitmiştik Kitab-ı Sevda ile. Seriyi de Arkadaş Kitapevi'nde bir sürü güzel kitabın arasında gördüm. Tabii hemen koşa koşa İlkim’in yanına gittim. Çünkü bu seriyi okumama sebep olan insandır kendisi. Ve şunu söylemem gerek ki kitapların kapakları, baskıları muhteşemdi. İlkim’le test ettik ve kesinlikle beğendik :) Sonra bu kitabı okuduktan bir sayfada yorumladığım aklıma geldi. Bir araştırmaya giriştim ve yorumumu buldum. Bloguma da ekleyeyim dedim.

Seri, Lisa ablanın en beğendiğim serilerinden biri -çünkü kitap günümüzde geçmesi ile kalmıyor doğaüstü özellikleri olan şahıslarda mevcut. Friday Harbor, 5 kitaplık bir seriden oluşuyor. Ben serinin ilk 3 kitabını okudum zira kendisi 5. kitabını yazmakta ve bu yıl içinde çıkması planlanmakta. İlk üç kitap Nolan erkeklerimizi anlatmakta.


Kitaplar San Juan adasındaki Friday Harbor’da geçiyor. Serinin adı da buradan geliyor zaten. İlk kitap olan Christmas Eve at Friday Harbor - Mark Nolan’ı anlatıyor. Nolan erkeklerimizin kız kardeşleri trafik kazası geçiriyor ve ölüyor. Mark beraber yaşadığı Sam ve ayrı yaşayan Alex –ben bu karaktere hayranım- altı yaşındaki yeğenleri Holly’e bakmak zorunda kalıyorlar. Mark sevimli ve komik bir karakter. Ama aşk ilişkileri pek iyi değil. Sevilmek nedir bilmiyor desem daha iyi uyacak galiba. İşte küçük Holly Mark’ın hayatına bir güneş gibi doğuyor. Onun sayesinde iki yıl dul yaşayan, kasaba da oyuncakçı dükkanı işleten Maggie’ye aşık oluyor. Tabi o aşkın gelişme süreci çok komik ve güzel. Böyle bir sihirsel aşk gelişiyor gibi hissediyorsunuz. Tabi kitap biraz kısa ama çok güzel. Mark ve Maggie sayesinde seriye giriş yapıyoruz.

 => Bir dip not eklemek istiyorum; bu kitabın filmi de çıktı. Filmi de kitabı gibi elimden kurtulamadı, trailer için tıklamanız yeterli ;)


İkinci kitap Rainshadow Road - Sam Nolan’ı anlatıyor. Bu kitap diğerleri içinde biraz sönük kalıyor. Yazar biraz ortalığı karıştırmış gibi. Yani burada kötü karakterlerde var. Mesela asıl kızımız Lucy bir cam sanatçısı ve işinde çok iyi. Ama hayatında iki önemli kişiden kazık yiyor. Ablası -Alice- sevdiği erkekle birlikte oluyor. Tam bir pislik. Ben okuyunca çok sinirlenmiştim çünkü Lucy’nin ailesi hep Alice’in tarafındaydı. Bakın şimdi hatırladım da ailesi de bir acayipti. Hepsi birbirinden fenalardı. Kitapta en iyi şey Sam’in onu kanatları altına alması, aşkı ile yaralarını sarmasıydı sanırım. Ama boşuna her işte hayır vardır dememişler.



Tabii Dream Lake, en son erkek karakterimiz ve benim kendisine aşık olduğum sert görünümlü –ki ben kendisine buzdolabı diyorum Alex’i anlatıyor. Aslında hemen okumayacaktım ama sağ olsun arkadaşım meraktan çatlattı beni ve hemen okumaya başladım. Ve iyi ki okumuşum çünkü kitap içlerinden en en en güzeliydi. Yanaklarım mı kızarmaya başladı ne :)) Bakmayın bana işin içinde Alex var diye böyle diyorum. Neyse “Bu kitapta ne oluyor peki? Bu seferki erkeğimizi kim yola getiriyor?” dediğinizi duyar gibiyim. Bu kitap kesinlikle Lisa ablanın kendini aştığı kitap. Çünkü içinde aşık olacağınız bir adam ve kadın, sinir içinde tabletinizi kırdıracak yada saçınızı yoldurtacak sahneler, San Juan adasının muhteşem güzelliğini görmenizi istemenize sebep olan etkenler ve bir hayaletimiz var. Evet yanlış duymadınız kitabımızda bir hayalet var ve kendisi Alex’e takıyor. Takıyor derken zarar vermiyor. 



İkinci kitaptan hatırlayacağınız Sam bir ev satın alıyor ve hayaletimizde bir nevi evde konaklıyor. Sam’i gözlemliyor ama herhangi bir etkileşimde bulunmuyor. Sonra bir gün Alex eve giriyor ve hayaletimiz adamımıza çekiliyor ve takip ediyor. Alex zavallım önce gözlerinin ona oyun oynadığını düşünüyor ama nerdeee, zaten sonra iletişime geçiyor hayaletimiz. Tabii Alex işin peşini bırakmıyor hayaletin kim olduğunu ve nereden gelmiş olabileceğini araştırmaya girişiyor derken asıl kadın karakterimiz Zoe Hoffman’la tanışıyor. Ama ne tanışma Alex kızımızı görünce dayak yemiş gibi oluyor. Tabi Zoe’da aynı şekilde ama pis Alex böyle şeyler hissetmekten hoşlanmıyor ve dakika bir gol bir kızın kalbini kırıyor. Ahh Alex karşımda olsan eşek sudan gelinceye kadar işkence ederdim sana -_- 

Neyse Zoe bir otel, han gibi bir şey işletiyor kuzeni Justine ile -ve 4. kitap Justine anlatıyor. Zoe mutfaktan sorumlu, yemek falan yapıyor ama yaptıkları çok iyi. Öyle ki Alex bile yemeklerini yiyor. Bu kız cennetlik demiş miydim size. Çünkü bu soğuk insanı yola getirecek, aşkından kendini kaybedip bütün dengelerini bozmasına, durup “ya ben nasıl bu hale geldim” diye düşünmesine, hatta alkolik olma yolundayken içkiyi bırakmasına sebep olan muhteşem biri kadın karakterimiz. İşte Zoe büyükannesi ile birlikte yaşamak için –büyükannesi Alzheimer hastası– büyükannesinden kalan evi düzenlemek için Alex’i tutuyor. Tabii bu arada birbirlerine çekiliyorlar. Ama hödük Alex kıza “Benden uzak durmalısın, benden sana hayır yok!” gibisinden laflarla uzaklaştırma derdinde. Yani tam bir korkak kendisi. Tabi hayaletimiz –ki bu hayalet kim diye çok kafa patlatmıştım devreye giriyor. Alex’i bir zorlaması var görmeniz lazım. Atışmaları çok güzeldi. Tabi bu arada hayaletin Zoe’nun büyükannesinin gençlik aşkı olan Tom olduğunu öğreniyoruz. Alex’i zorlamasının sebebi de kendisi gençken Emma’ya aşık oluyor. Ama tabi Tom şimdi Alex’in davrandığı gibi davranmış ve Emma’yı kendinden uzaklaştırmış ve kalbi kırık ölmüş. Neyse bir gün Emma artık iyice kötü ve evden kaçıyor. Zoe korkudan Alex’i arıyor ve tam Emma’ya araba çarpıcağı anda Alex onu yoldan çekiyor ama kendisini kurtaramıyor. 

Evet doğru duydunuz Alex orada ölüyor. Ben burada ağlamaktan kendimi alamamıştım. Alex gözünü bir açıyor ve cesedinin üstünde Zoe’yu ağlarken görüyor ve bin pişman tabi ki. “Ben nasıl böyle davranabildim? Zoe’ya onu sevdiğimi söylemeden öldüm.” düşüncesinde ama Tom yukardan gelen bir emirle Alex’i yeniden hayata döndürüyor. Sonra taa daa Alex süt dökmüş kedi gibi oluyor. Bir evlenme teklif edişi vardı Zoe’ya okuyan inanamaz. Çok değişiyor Alex çok :)

Son kitabı baya bir uzun yazmışım. Ne yaparsın Zoe'nun Alex'i çarptığı gibi çarpıldım Alex yüzünden *kocabiriççeker :D Serinin diğer kitabını da finallerden sonra okumayı planlıyorum. Zira İlkim’den ültimatomumu aldım; o kitap okunacak! :D Umarım en yakın zamanda burada da çıkar. Çünkü beğenileceğinden eminim.




EDİT: Kitap Epsilon Yayınevi'nden Yalnızlar Adası adında çıktı. Hemde orjinal kapakla yuppii :D




Melis A. 


Orijinal Adları: Christmas Eve at Friday, Rainshadow Road, Dream Lake
Yazarı: Lisa Kleypas
Dil: İngilizce

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder