22.2.14

Kitap Yorumu: Son Çarem || Sabrina Jeffries




Merhabalar.. Bugünkü post Epsilon Yayınevinden çıkan Sabrina Jeffries’in son kitabı. Biliyorsunuz Sabrina ablanın Hellions of Halstead Hall serisi geçende yayınevi tarafından Son Çarem adlı kitapla tamamlanmış oldu. İlk kitap Bozulan Yeminler 2010 yılında bizlerle buluşmuştu. Tabii seriyi şimdi okuyabildiğim için biraz şanslıyım. Çünkü beklemeden hepsini beğenerek silip süpürdüm. Özellikle ikinci kitap olan Yatağımdaki Serseri’yi çok beğendim. Lord Jarret şeytanın vücut bulmuş haliydi bence. Annabel’e şunları söyleyince eridim bittim zaten.




"Ben artık nehir olmak istemiyorum. Ben ağaçların kök saldığı toprak olmak istiyorum. Ve sen benim ağacım olursan bunu yapabileceğime inanıyorum. Olur musun?"




İkinci kitap benim için farklı diyerekten diğer kitapları da beğendiğimi söylemem gerek. Sharpe kardeşler insanı kendine aşık ediyorlar. Sabrina abla sağ olsun kitaplarında beni hiç yanıltmadı. Ülkemizde çıkan kitaplarını -Aşk Hırsızı dışında- beğenerek okudum. Aşk Hırsızı bana biraz yavan gelmişti. Ama serinin diğer kitapları wuhhuu yani. Gavin der susarım :) 


Sharpe kardeşlere dönersek, dediğim gibi kitaplar güzeldi. Ama Son Çarem final kitabı olarak kesinlikle iyi kurgulanmıştı. Seriyi biliyorsanız Sharpe kardeşlerin Büyükanneleri Hetty Plumtree tarafından, bir yıl içinde kardeşlerin hepsi evlenmezse mirastan mahrum kalacağını ve hiçbir şey alamayacaklarını söylüyor. Böyle bir ültimatomla hem çapkın ve hovarda olan Oliver, Jarret, Gabriel’i hem de istedikleri gibi yaşayan Minerva ve Celia’yı yola getirmeyi planlıyor. Onların anca bu şekilde durulacağını ve evleneceklerini düşünüyor. Önce zekice bu planlara karşı bir plan geliştirmeye çalışıyorlar ama biliyoruz ki aşk hep üstün geliyor. Ve kendilerini teker teker evlenmiş buluyorlar. Burada Büyükanneyi kesinlikle ayakta alkışlıyorum. Çok zekice davranarak ve arada işe burnunu sokmasıyla ortamı şenlendiriyor. Tabii böyle anlatıyorum ama erkeklerimizin nasılda burunlarından kıl aldırmadıklarını, işi hep zora soktuklarını anlatmama gerek yok. Tabii bunlar olurken kitabın diğer tarafında ise annelerinin aslında babalarını öldürüp sonra kendini öldürerek intihar etmediğini olayın başka bir boyutu olduğunu öğreniyorlar. Aslında ebeveynleri öldürülmüştür. Bunun peşini bırakmamaları ve araştırmaları içinde Oliver, Bay Pinter’ı işe alıyor. Aslında hem ebeveynlerinin katilini bulacak hem de kardeşlerinin talipleri hakkında bilgi toplayacaktır. Bu sırada zavallı Pinter’ımız Leydi Celia’ya göz koyuyor. İşte son kitabımız bu çiftle son buluyor. 


Sabrina abla bizlere güzel bir kitap yazmış. Okurken hem gülüyorsunuz hem Kibirli Jackson Pinter yüzünden sinirlenebiliyorsunuz. Tabii ben Büyükanne Hetty’e de kızmadım değil. Zavallı Jackson’u çok zorladı. Tahmin edersiniz ki bu işlerin biraz sarpa sarmasına neden oluyor. Jackson’un kendini hep hor görmesi, gayri meşru olmasının soylu biriyle ilişkisinin sorun yaratacağını düşünüyor. Düşünüyor ama Celia gibi biri karşısında varken kendine hakim olabiliyor mu derseniz? 

Leydi Celia geri gitmeye devam etti ama arkasını dönüp kaçmadı da. “Dün akşam bunun bir daha yaşanmayacağını iddia etmiştiniz."

“Biliyorum. Yine de yaşandı.” Esrar kahvesindeki bağımlılar gibi aylardır ona özlem çekiyordu. Şimdiyse en çok istediği şeyin tadını aldığı için daha fazlasına ihtiyaç duyuyordu. Leydi Celia yazı masasına çarptığında Jackson belini kavradı. Onu öpemeden başını çevirdiği için yüzünü boynuna gömerek o arzuladığı narin boynu öpmekle yetindi. 

Leydi Celia bir ürpertiyle ellerini Jackson’ın göğsüne yasladı. “Bunu neden yapıyorsun?” 
“Çünkü seni istiyorum,” diye içinden kendine lanet ederek itiraf etti Jackson. “Çünkü seni hep istedim.” 

Kitabın kurgusu iyi örülmüştü. İkilinin aslında birbirlerinden hoşlanması ama bir türlü adım atamaması sizlerin kitabı bir çırpıda okumanıza neden oluyor. Tabii en önemlisi katilin kim olduğunu beşinci kitapta öğreniyoruz artık. Ve tahminimde yanılmadığımı gördüm. Katilin kim olduğunu bildiğimden pek şaşırmadım ama sizin bir tahmininiz yoksa şaşıracağınızı söyleyebilirim – her şeye hazırlayın kendinizi :) Kitabın çevirisinde de herhangi bir sıkıntı yoktu. Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz. Bu arada seri bitti dedim ama Sabrina altıncı kitabı da yazmış. Epsilon Yayınevi çıkarır mı bilemiyorum kısaca değinmem gerekirse bu kitap Devonmont hakkında. Devonmont biliyorsunuz Virginia Sharpe’ın kuzeni oluyor. Kitap onun ve ailesi hakkında. Umarım çıkarda okuruz. Serinin diğer kitaplarına bakmak istersiniz buyrun. Ve son olarak kitabın kapakları muhteşem.

Melis A.


Orijinal adı: A Lady Never Surrenders
Yazar: Sabrina Jeffries
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder