Aslında kitapları ayrı ayrı yorumlayacaktım ama 2. kitabı da bugün bitirince ikisini de aradan çıkarayım dedim. İlk kitap olan Demir Kral ( The Iron King ) Pegasus Yayınları tarafından çıktı. Özetini okuduğum zaman kızımızın 16 yaşında olması beni biraz korkutmuştu. Pek fazla YA (Young Adult) okumayı sevmem ama bu kitap hoşuma gitti. Kızımızın hal ve hareketleri, düşünceleri, korkuları kendi yaşını yansıtıyordu. Hani o yaşta olup da yaşının çok çok üstünde olgun davranan karakterleri pek gerçekçi bulmuyorum. Hikaye benim için daha orada eksiye düşüyor. Ama bu kitapta pek onu hissetmedim.

Kitabı daha fazla anlatmak istemiyorum. Bu heyecanla kitap bittikten sonra 2. kitaba başladım. İlk kitap Meghan’ın Demir Kral’ı öldürerek kardeşi Ethan’ı kurtarıp dünyaya evlerine dönüyorlar. Tabii keşke her şey öyle kalsa diyorsunuz Meghan gibi. Çünkü ilk kitapta Meghan ile Ash bir anlaşma yapıyorlar. Anlaşmada Ash kardeşini eve getirmesinde yardımcı olacak ve Meghan’da Ash’ın kendisini Kış Diyarının Kraliçesine götürmesine izin verecek. Yukarıda söylememiş olabilirim ama Meghan önemli biri. Hem Yaz Diyarı Kralının kızı hem de demirlere dokunabiliyor –periler demire dokunamıyorlar. Ciltleri alerjik bir reaksiyon gösteriyor. Kızımız yarı peri yarı insan olduğundan önemli oluyor onlar için. Ve 2. kitap Ash’ın Meghan’ı götürmesi ile başlıyor. Kitap o kadar akıcı ki hemencecik okunuyor.
Gelelim sizlere spoiler vermeden kitabı anlatmaya. Öncelikle Ash’a çok sinir oldum ilk zamanlar. Kızı kraliçesi Mab’e götürüyor, tamam orayı anlıyorum ama insan bari birazcık sıcak davranır kızcağıza. Ama yok yani görende der ki hiç birbirlerine bir şey hissetmiyorlar. Sanki onlar öpüşmedi de biz öpüştük. Kıza böyle davranması beni üzdü. Zavallı zaten ortama ayak uyduramıyor, ailesinden ayrılmak durumunda kaldı biraz anlayış göster çocuk! Neyse Meghan’ı getiriyor ve kraliçe Mab’ın tabii ki tutsağı oluyor. Bu süre içinde Meghan’ı düşünceleri ile yalnız bırakıyoruz. Ash başka alemlerde zaten. Günler geçiyor ve Scepter of Seasons zamanı geliyor. Bunu kısaca anlatmam gerekirse mevsim asası Seelie sarayından Unseelie sarayına geçecek. Tabii kutlamalar olacak. Olacak ama öyle kolay olur mu her şey hiç? Olmuyor. Asa çalınıyor. Bundan sorumlular da her zamanki gibi Kral Oberon sorumlu tutuluyor. Yani düşünüyorum da hep bir atışma halindeler, hep bir zarar verme durumundalar. Yani bir durun, çevrenize, dünyanızın ne hale geldiğine bakın. Ama yok yani. Mab her zamanki gibi fena. Neyse bizim kız Ash’la birlikte saraydan kaçıyorlar ve asanın peşine düşüyorlar. Çetemizde tekrar bir araya geliyor. Puck, Grimalkin ve tabiki Ironhorse! O da kim demeyin açıklamayacağım ihihihih
Neyse bu arkadaşlar asayı Iron Fey’in elinden almak için yeniden olaylara dalıyorlar. Ve tahmin ettiğim gibi bir aşk üçgeni doğuyor dostlar. Yani ilk kitapta Puck ve Ash’ı hiç ayırmadım. Ve yazarın bizi böyle bir duruma düşürmesine kızdım. Ne var yani Puck’ı böyle araya sokmasa. Gel de birini seç durumu oluyor! Böylece yazarımız sayesinde heyecan hiç durulmuyor. Olurolmaz zaten kaynayan bir kazan. Her yerden bir yaratık çıkıyor. Ve hep kötü koşullarda buluyorlar kendilerini. Ve kitap öyle bir yerde bitiyor ki bu gidişle 3. kitabın yolu görünüyor bana. Julie Kagawa kesinlikle bu kitabında da heyecanı dorukta tutuyor. Pegasus yayınevi 2. kitap için pek bekletmez diye düşünüyorum. Seriye daha başlamayan varsa da durmasın okusun.
Melis A.
Orijinal adı: The Iron Daughter
Yazarı: Julie Kagawa
Dil: İngilizce
Serinin diğer kitapları için tık tık.
EDİT: 2. kitap Demir Kız adıyla 2 Mayıs 2014'te Pegasus Yayınları tarafından çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder