28.8.14

31. ÜKG Blog Turu: Guguk Kuşu || Robert Galbraith (Cormoran Strike #1)




Tur Takvimi
Sevgili Kitap - Ön Okuma
Kitab-ı Sevda - Kitap Yorumu
Okyanusun Sözleri - Kitap Yorumu
Kitap Esintisi Kitap Yorumu






Karla kaplı bir gecede, ışıltılı hayatıyla magazin haberlerinin gündeminden düşmeyen güzeller güzeli manken Lula Landry evinin balkonundan düşüp hayatını kaybeder. Tüm deliller intiharı işaret ederken Lulanın ağabeyi John, cinayet şüphesiyle Özel Dedektif Cormoran Strikeın kapısını çalar. 

Eski bir asker olan ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük yaralar alan Cormoran Strike bir dönüm noktasındadır. Lulanın ölümünün ardındaki gerçeği araştırmak, bir yandan sorunlarıyla boğuşurken tamamen dibe batmaması için bir umut olur. Fakat şüpheler ve ipuçları bir araya gelmeye başladığında Strike bu gizemin, içinden çıkılmaz bir labirente dönüşeceğinin farkına varır… 

Guguk Kuşu Mayfairin sakin sokaklarını, Doğu Yakasının barlarını ve Sohonun canlılığını yansıtan bir atmosferde, Londranın derinliklerindeki gizemi ortaya çıkartıyor. Cormoran Strike karakterini tüm dünyaya duyuran bu kitap, Robert Galbraith mahlasını kullanan J.K. Rowling tarafından yazıldı.

31. ÜKG Blog Turumuz çok sevgili Robert Galbraith mahlası ile konuğumuz olan J. K. Rowling. Ablamızı tanımayanız yoktur diye umut ediyorum. Ama yine de sevgili Yorumbaz sizin için yazar hakkında bir çalışma hazırladı. Onu ve diğer blog’ları da takip etmeyi unutmayın ;) 

Lula Landry… Herkesin peşinden koştuğu, paparazzilerin gözdesi, siyahi güzeller güzelimiz. Ama bir gece hayat onun için kötü bir şekilde sonlanıyor. Kitabımız Lula’nın intiharı ile başlıyor. Mayfair sokağında balkonundan kendini aşağıya atarak intihar ediyor. Rowling, kitabı beş bölüm halinde bize sunuyor. Girişimiz Lula’nın intiharı, sonra oluşan spekülasyonlar ve böyle güzel ve ünlü birinin neden intihar etmiş olabileceğini konuşan medya grubunun da dahil olduğu bir bölüm. Birinci bölüm ise asıl adamımızla başlıyor.

Karlar düşerken doğacağına 
Guguk kuşları öterken doğsaydın ya 
Veya yeşerirken üzümler 
Ya da kırlangıçlar göç etmek için havalandığında 

Uzun bir yolculuk bekler onları 
Yaz bitmeye yüz tuttuğunda 

Kuzular kırpılırken öleceğine 
Elmalar dökülürken ölseydin ya 
Çekirgenin hesap verme vakti geldiğinde 
Tarlalar olgun başaklarla süslendiğinde 

Ve iç çekerken rüzgarlar 
Lütufların yitimine. 

Christina G. Rossetti, Ağıt.

Cormoran Strike… Dedektif olmadan önce askeri polislik yapmış, ülkesi için Afganistan’da savaşmış ve gazi olarak ülkesine dönmüş, emekli amcamız. Lula’nın ağabeyi John Bristow kız kardeşinin ölümünden üç ay sonra özel dedektifimiz Strike’ı ziyaret ediyor. Ona göre kız kardeşi intihar etmemiş, biri tarafından öldürülmüştür. Ve bunu araştırması için Strike’ı tutmak istiyor. Ama amcamız bu işi kabul edemeyeceğini, çünkü kanıtların Lula’nın intihar ettiğini gösterdiğini söylüyor. Tabii John çok zengin hemen para teklif ediyor. O da olmayınca bel altı davranıyor ama bir şekilde Strike kabul ediyor. John, bu üç ay içinde polislerin yaptıkları araştırmalara ek bir de kendisi araştırma yapmış. Bunların hepsini Strike’a veriyor ve amcamız davaya böylece giriş yapıyor. 


Olayların arkasında yatan nedeni anlamayı başarandan daha şanslısı yoktur.
Vergilius

Diyeceksiniz ki bunlar hep aynı şeyler, niye okuyayım bu kitabı? Demeyin. Sakın demeyin. Kitap sizi bir yerden sonra esir alıyor. “Lula intihar mı etti?” “Yoksa gerçekten bir katil var mı?” diye Strike gibi kendinizi araştırma içinde buluyorsunuz. Rowling öyle bir zekice kurgulamış ki kitabı inanın hayran kalıyorsunuz. Zaten Harry Potter serisini okumuşsanız kelimelerinin ne kadar insanı büyülediğini fark edeceksiniz. Strike ve onun geçmişinde yaşadığı zorluklara göz atarken, bir yandan Robin ile işin iç yüzünü bulmaya çalışacaksınız. Ve sizi sonunda öyle bir bomba bekliyor olacak ki o küçük dilinizi yutacaksınız. Şahsen biz ÜKG’cek yuttuk. İnanamadık. Kendimize geldiğimizde Rowling’i ayakta alkışladık diyebiliriz ihihihih Kitabın sonunda bizim gibi kendinizi bunları yaparken bulabilirsiniz :) Hatta repliklerinizi bile şimdiden tahmin edebiliyorum: 

- Bu nasıl oldu?
- İnanamıyorum, bu… Şimdi bu… bunu yapmış mı?
- Ohaa! Ay pislik!
- Senin yatacak yerin yok aşağılık ….. !
- Ayy, inanamıyorum!
- Rowling abla bunu nasıl yazdın?
- Şok geçiriyorum sanırım! ;)

Ben şahsen ikinci kitabı merakla bekliyorum. Çünkü Strike’a hayran oldum. Rowling’in yazarken gerçek bir karakter oluşturmasına bayılıyorum. Mesela Strike kesinlikle hayal ürünü olan taş gibi erkek kahramanlarımıza benzemiyor. Yaşını dolu dolu gösteren bir karakterimiz. Geçmişi çok karanlık, çok acılı ve Strike bunları geride bırakırken kendinden küçükte olsa bir şeyler kaybederek büyüdüğünü ve şimdiki yerine nasıl kazandığına şahit oluyoruz. O kadar gerçekçi bir karakter ki ona hayran olmamanız imkansız. Dediğim gibi ikinci kitabı merakla bekliyorum ve Pegasus’un bizi çok bekletmeyeceğine eminim. 

Kesinlikle alın ve okuyun. Rowling kalemi ile kesinlikle sizi büyüleyecek ve kendinizi İngiltere’de Strike ile dolanırken bulacaksınız. 



Her mutlulukta hüzün vardır.
 Horace






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder